Türkiye, son yıllarda hızla büyüyen sağlık turizmi sektöründe adından söz ettirmektedir. Bu yazıda, Türkiye’nin mevcut konumunu detaylı bir şekilde analiz ederken, dünyada sağlık turizminin önde gelen destinasyonlarından Hindistan ve Tayland ile kapsamlı bir karşılaştırma sunacağız. Özellikle Türkiye’deki üst düzey özel sağlık kurumu yöneticilerine yönelik bu değerlendirme, güncel verilere ve güvenilir kaynaklara dayanarak Türkiye’nin güçlü ve zayıf yönlerini ortaya koymayı hedefliyor.
Türkiye’de Sağlık Turizminin Genel Görünümü
Türkiye, coğrafi konumu ve gelişmiş sağlık altyapısıyla sağlık turizminde cazip bir merkez haline gelmiştir. Son yıllarda uluslararası hastaların sayısında istikrarlı bir artış yaşanmıştır. Türkiye’ye gelen sağlık turist sayıları ve gelirleri aşağıdaki tabloda görülmektedir:
Yıl | Uluslararası Hasta Sayısı | Sağlık Turizmi Geliri (USD) |
---|---|---|
2019 | 756.926 kişi | 1,459,132,000 (≈1,46 milyar $) |
2020 | 435.691 kişi | 1,371,189,000 (≈1,37 milyar $) |
2021 | 729.592 kişi | 2,016,262,000 (≈2,02 milyar $) |
2022 | 1,381,807 kişi | 2,206,750,000 (≈2,21 milyar $) |
2023 | 1,538,643 kişi | 3,006,092,000 (≈3,01 milyar $) |
2024 | 1,506,442 kişi | 3,022,957,000 (≈3,02 milyar $) |
Tablo: TÜİK ve USHAŞ verilerine göre Türkiye’de sağlık turizmi istatistikleri (kişi sayısı ve döviz geliri).
Yukarıdaki veriler, Türkiye’nin sağlık turizmi pazarının COVID-19 kaynaklı 2020 düşüşü sonrasında hızla toparlandığını ve 2023 itibarıyla rekor seviyelere ulaştığını göstermektedir. Nitekim 2023 yılında Türkiye’ye gelen sağlık turist sayısı 1,54 milyon ile önceki yıla göre artış göstererek yaklaşık 3 milyar dolar döviz geliri elde edilmesini sağlamıştır. Bu rakamlar, Türkiye’nin sağlık turizmini ülke ekonomisi için önemli bir gelir kaynağı haline getirdiğini ortaya koymaktadır. 2024 yılında ise ilk veriler, hasta sayısında küçük bir düşüş olsa da gelirde artış yaşandığını işaret etmektedir.
Hizmet kalitesi ve akreditasyon bakımından Türkiye, dünya genelinde saygın bir konuma sahiptir. Ülkede Joint Commission International (JCI) gibi uluslararası akreditasyona sahip yaklaşık 40 sağlık kurumu bulunmaktadır ve bu sayı ile Türkiye, dünyada ilk 7 ülke arasında yer almaktadır. Birçok özel hastane ileri teknolojiye sahip altyapısı, deneyimli doktor kadrosu ve çok dilli personeliyle hizmet vermektedir. Özellikle saç ekimi, diş tedavileri, göz cerrahisi ve estetik operasyonlar gibi alanlarda Türkiye küresel bir üne kavuşmuştur. Örneğin, Orta Doğu ülkelerinden bıyık ekimi için dahi Türkiye’ye gelen hastalar olduğu bilinmektedir. Saç ekimi alanında ise Türkiye’ye uluslararası talep o kadar artmıştır ki, 2023’te Türkiye’ye gelen 1,5 milyonun üzerinde sağlık turistinin büyük bir kısmı saç ekimi için gelmiştir; bu işlem Amerikan sağlık turistleri arasında da en popüler prosedür haline gelmiştir. Dünya çapında “saç ekiminin başkenti” olarak anılan İstanbul’daki klinikler, Avrupa ve Amerika’dan binlerce hastayı çekmektedir.
Türkiye’nin sağlık turizmindeki başarısının bir diğer yönü de çok yönlü tedavi yelpazesidir. Ülkemiz yalnızca medikal tedavilerde değil, aynı zamanda termal sağlık turizmi, spa-wellness ve yaşlı-engelli bakım turizmi gibi alt sektörlerde de gelişim gösteriyor. Sağlık Bakanlığı’nın yetkilendirmesiyle faaliyet gösteren 650’den fazla hastane ve yüzlerce klinik, uluslararası hastalara hizmet vermek üzere özel olarak düzenlenmiştir. Ayrıca, şehir hastaneleri ve büyük özel hastane zincirleri ileri tıbbi teknolojileri (robotik cerrahi, gelişmiş onkoloji merkezleri vb.) kullanarak kompleks vakaları da tedavi edebilmektedir. Bu sayede Türkiye, organ nakli, kardiyovasküler cerrahi ve onkoloji gibi yüksek uzmanlık gerektiren alanlarda da tercih edilmeye başlanmıştır.
Kaynak pazarlar incelendiğinde, Türkiye’nin sağlık turistlerini ağırladığı başlıca ülkeler yakın coğrafyadan gelmektedir. Orta Doğu ülkeleri (özellikle Körfez bölgesi) başta olmak üzere Almanya, Birleşik Krallık, Rusya Federasyonu, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Afganistan Türkiye’ye en çok hasta gönderen ülkeler arasındadır. Coğrafi konum avantajıyla Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’dan hastalar için kısa uçuş mesafesinde olması nedeniyle tercih ediliyor. Ayrıca vize kolaylıkları ve Türk Hava Yolları gibi küresel bir havayolu ağının bulunması da ulaşımı kolaylaştırarak ülkeyi rekabetçi kılıyor.
Hindistan: Sağlık Turizminde Durum, Stratejiler ve Başarı Öyküleri
Hindistan, köklü tıp birikimi ve düşük maliyetli tedavi imkanlarıyla uzun süredir uluslararası hastalar için cazibe merkezlerinden biridir. Özellikle kalp cerrahisi, ortopedik ameliyatlar, organ nakli, kanser tedavileri ve tüp bebek (IVF) gibi alanlarda Hindistan dünya çapında ün kazanmıştır. Ülkede İngilizce dilinin yaygın kullanımı, doktorların ve sağlık personelinin iyi eğitimli olması ve ileri teknolojiye sahip hastanelerin bulunması Hindistan’ı sağlık turizminde üst sıralara taşımaktadır.
İstatistikler: Pandemi öncesinde, 2019 yılında Hindistan’ı ziyaret eden uluslararası hastaların sayısı yaklaşık 700 bin kişi düzeyindeydi. COVID-19 nedeniyle 2020-2021’de düşüş yaşansa da sektör hızlı bir toparlanma göstermiştir. 2023 yılında medikal turist sayısı tekrar artışa geçerek, %33’lük bir yıllık büyüme ile yüz binler düzeyinden tekrar pandemi öncesi seviyelere yaklaşmıştır. Kredi derecelendirme kuruluşu ICRA’nın 2024 ortasında yaptığı açıklamaya göre, 2024 takvim yılında Hindistan’ın uluslararası hasta sayısının 2019’daki 700 bin eşiğini aşması beklenmektedir. Ancak Hindistan’ın sağlık turizmi rakamları, kapsamına göre farklılık gösterebiliyor. Hindistan Maliye Bakanı Nirmala Sitharaman’ın 2022’de belirttiğine göre sağlık turizmi sektörü (medikal + wellness dahil) yıllık 2 milyon yabancı hastayı bulmakta ve bu piyasanın tahmini değeri 9 milyar dolar civarındadır; bu büyüklük Hindistan’ı küresel sağlık turizmi endeksinde 10. sıraya yerleştirmektedir. Bu yüksek hasta sayısına, geleneksel Ayurveda tedavileri ve wellness turizmi için gelen ziyaretçiler de dahildir.
Stratejiler ve devlet teşvikleri: Hindistan hükümeti, sağlık turizmini teşvik etmek amacıyla son yıllarda önemli adımlar atmıştır. Özellikle e-tıbbi vize (e-medical visa) uygulamasının 167 ülke vatandaşına genişletilmesi, yabancı hastaların vize sürecini kolaylaştırarak akışı hızlandırmıştır. Ayrıca “Heal in India” sloganıyla uluslararası pazarlama kampanyaları başlatılmış, kamu-özel sektör iş birliğiyle sağlık altyapısının geliştirilmesi vurgulanmıştır. 2025 yılı bütçesinde de sağlık turizminin bir kalkınma alanı olduğunun altı çizilerek özel sektörle ortak çalışmalar yapılacağı belirtilmiştir. Hindistan ayrıca alternatif tıp ve wellness turizminde markalaşmak için AYUSH (Ayurveda, Yoga, Naturopati, Unani, Siddha, Homeopati) merkezlerini uluslararası pazara açmaktadır.
Fiyat politikaları ve rekabet gücü: Hindistan’ın belki de en büyük avantajı uygun maliyetli tedaviler sunabilmesidir. Pek çok tedavi prosedüründe Hindistan, Batı ülkelerine kıyasla %65-90’a varan fiyat avantajına sahiptir. Örneğin, koroner bypass (kalp bypass) ameliyatı maliyetleri ABD’de ortalama 123.000 dolar iken, Hindistan’da aynı operasyon yaklaşık 7.000 dolar seviyesindedir. Bu, Amerikan pazarına göre %95’e varan bir tasarruf anlamına gelmektedir. Benzer şekilde Hindistan’daki birçok büyük hastane, gelişmiş kanser tedavilerini veya ortopedik ameliyatları Batı’daki fiyatların çok altında gerçekleştirmektedir. Bangalore’daki Narayana Hrudayalaya Hastanesi bu konuda çarpıcı bir başarı hikâyesidir: Bu merkez haftada ortalama 600 açık kalp ameliyatı yaparak dünyada en yüksek hacme ulaşmıştır ve bir açık kalp ameliyatını yaklaşık 2.000 dolar gibi inanılmaz düşük bir fiyata gerçekleştirebilmektedir (ABD’de aynı ameliyat 100 bin doların üzerinde). Üstelik yüksek ameliyat sayısına rağmen başarı oranları dünya ortalamasının üzerindedir ve maliyetleri düşüren yenilikçi iş modeli sayesinde her yıl binlerce Amerikalı ve diğer ülkelerden hasta bu merkezde şifa bulmaktadır. Hindistan’ın bu denli düşük maliyetlerle hizmet sunabilmesi, tıbbi malzeme üretiminde yerlileşme, ölçek ekonomisi (çok sayıda hasta sayesinde birim maliyetlerin azalması) ve nispeten düşük iş gücü maliyetleri ile mümkün olmaktadır.
Hindistan’ın güçlü yönleri yalnızca fiyatla sınırlı değildir. Ülkede yaklaşık 40-50 civarında JCI akredite olmuş hastane bulunmaktadır (bazı kaynaklara göre 45+, en yüksek standartları karşılayan kuruluşlar) ve birçok özel hastane zinciri uluslararası hasta birimlerine sahiptir. Doktorların önemli bir kısmı ABD veya Birleşik Krallık gibi ülkelerde eğitim görmüş veya çalışmış olmalarıyla bilinir. İngilizce’nin sağlık personeli ve halk tarafından konuşuluyor olması, özellikle Batılı hastaların iletişimini kolaylaştırmaktadır. Ayrıca Hindistan, tıbbi cihaz ve ilaç üretiminde de bir merkez olduğundan, tedavi süreçlerinde ihtiyaç duyulan ekipman ve ilaçlara daha ucuza erişebilmektedir.
Başarı öyküleri olarak Hindistan’dan örnekler arasında, yukarıda bahsedilen Narayana Health dışında Apollo Hospitals zincirinin uluslararası hasta programları veya Medanta Medicity gibi komplekslerin ileri teknolojiyle gerçekleştirdiği karaciğer nakilleri sayılabilir. Birçok Afrika ülkesinden veya Orta Doğu’dan hükümetler, vatandaşlarını tedavi için Hindistan’a göndermekte; bu bağlamda Hindistan bölgesel bir sağlık merkezi rolü üstlenmektedir. Örneğin, ciddi karaciğer hastalığı olan bir çocuk hastanın Hindistan’da başarıyla ameliyat edilerek sağlığına kavuşması gibi hikâyeler uluslararası basında yer bulmaktadır. Bu tür başarılar, Hindistan’ın marka değerini ve güvenilirliğini artırmaktadır.
Özetle, Hindistan yüksek hacimli ve düşük maliyetli tedavi modeli, devletin kolaylaştırıcı adımları ve dünya çapında tanınan hekimleri sayesinde sağlık turizminde güçlü bir konumdadır. Ancak bu pazardaki rekabet avantajının büyük ölçüde fiyat temelli olduğu; ileri düzey konfor arayan bazı hasta segmentlerinde Singapur veya Türkiye gibi alternatiflerin tercih edildiği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Tayland: Sağlık Turizminde Durum, Stratejiler ve Başarı Öyküleri
Tayland, Güneydoğu Asya’nın en önemli medikal turizm destinasyonu olarak uzun yıllardır lider konumdadır. “Gülümsemeler Diyarı” olarak bilinen bu ülke, turizm sektöründeki deneyimini sağlık hizmetleriyle birleştirerek uluslararası hastalara yüksek memnuniyet oranları sunmaktadır. Tayland özellikle kozmetik cerrahi, estetik diş hekimliği, cinsiyet değiştirme operasyonları, ortopedik cerrahi ve wellness (spa-detoks) alanlarında uzmanlaşmış bir profile sahiptir.
İstatistikler: Pandemi öncesi zirve döneminde, 2019 yılında Tayland yaklaşık 3,5 milyon sağlık turisti çekmiş ve 820 milyon dolar gelir elde etmiştir. Bu rakam Tayland’ı o yıl dünyanın en çok uluslararası hasta ağırlayan ülkelerinden biri yapmıştır. COVID-19 sırasında keskin düşüşler yaşansa da, Tayland sağlık turizmi pazarı 2022 itibarıyla yeniden canlanmaya başladı. 2023 yılında Tayland’ı ziyaret eden medikal turist sayısı 2,86 milyona ulaşmış ve sağlık turizmi geliri yaklaşık 850 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Bu rakamların 2024’te %7’nin üzerinde artarak 3 milyonu aşması öngörülmektedir. Görüldüğü üzere Tayland, hasta sayısı açısından Türkiye’den ileri bir konumdadır; ancak kişi başına düşen ortalama harcama daha düşük kalmaktadır (Tayland’da bir sağlık turistinin ortalama harcaması ~300 $ iken, Türkiye’de bu değer ~1.950 $ civarındadır). Bu durum, Tayland’a gelen birçok hastanın küçük çaplı estetik işlemler veya check-up gibi görece düşük maliyetli hizmetler için geliyor olmasından kaynaklanmaktadır.
Stratejiler ve hükümet politikaları: Tayland hükümeti, sağlık turizmini ülkenin ekonomik sütunlarından biri olarak görmektedir. 2023 yılında yürürlüğe konan 180 gün süreli çoklu girişli tıbbi vize uygulaması, yabancı hastaların tedavi için ülkeye daha rahat gelmelerini sağlamıştır. Bu özel vize sayesinde hastalar ve refakatçileri, uzun süreli tedaviler veya rehabilitasyon süreçleri için vize derdi yaşamadan Tayland’da kalabilmektedir. Tayland aynı zamanda kapsamlı bir tanıtım ve marka çalışması yürütmektedir; “Amazing Thailand Health and Wellness” gibi kampanyalarla ülkenin hem turistik güzellikleri hem de sağlık hizmetleri birlikte pazarlanmaktadır. 2025 Osaka EXPO’da Tayland, sağlık turizmi ve wellness alanında kendini vitrine çıkarmaya hazırlanmakta, böylece küresel imajını pekiştirmeyi hedeflemektedir.
Hizmet kalitesi ve özel sektörün rolü: Tayland’da birçok hastane uluslararası standartlarda hizmet sunmaktadır. Ülkede JCI akreditasyonuna sahip 60’dan fazla hastane mevcuttur (Temmuz 2024 itibarıyla 62 tesis), bu sayı ile Tayland dünya dördüncüsü konumundadır ve Güneydoğu Asya’da liderdir. Özellikle Bangkok ve Phuket gibi merkezlerde yoğunlaşan özel hastaneler, adeta bir “sağlık tatil köyü” konseptinde çalışmaktadır. Bumrungrad International Hospital bunun en iyi örneklerindendir – Bangkok’taki bu dev hastane her yıl 520 binden fazla uluslararası hastayı 190’dan fazla ülkeden kabul etmektedir. Tek başına bir hastanenin yarım milyon yabancı hastaya hizmet vermesi, Tayland’ın sağlık turizmindeki başarısının çarpıcı bir göstergesidir. Bumrungrad ve Bangkok Hospital gibi kurumlar, lüks otel konforunda odalar, tercümanlık hizmetleri, uluslararası hasta koordinasyon merkezleri ve çeşitli turizm aktiviteleriyle hastalara sadece tedavi değil, kapsamlı bir deneyim sunmaktadır.
Tayland’ın ön plana çıkan bir diğer yönü de wellness ve bütünsel sağlık kavramlarını tıbbi hizmetlerle entegre etmesidir. Birçok turist, tatil için geldiği Tayland’da spa, detoks, yoga, Thai masajı gibi geleneksel wellness hizmetlerinden yararlanırken, aynı seyahatte diş beyazlatma, göz lazer ameliyatı veya küçük bir cerrahi girişim gibi işlemler yaptırmaktadır. Bu “tatil+tedavi” paketi, Tayland’ın turizm becerisini sağlık sektörüyle birleştirmesinin bir sonucudur. Hükümet destekli Thai Spa ve holistik tıp merkezleri, özellikle Körfez ülkeleri ve Avustralya gibi pazarlardan çok sayıda ziyaretçi çekmektedir.
Fiyatlar açısından Tayland, Batı ülkelerine göre oldukça avantajlıdır ancak Hindistan kadar düşük maliyetli değildir. Örneğin, daha önce bahsedilen kalp bypass ameliyatı Tayland’da ortalama 15.000 dolar seviyesindedir, bu rakam Hindistan’dan yüksek olsa da ABD’nin çok altındadır. Benzer şekilde diş implantı, diz protezi, estetik ameliyatlar gibi işlemlerin maliyeti Tayland’da Batı’nın %20-30’u kadardır ve bu da ciddi bir tasarruf anlamına gelir. Tayland’ın fiyat stratejisi, “uygun maliyet + yüksek hizmet kalitesi” şeklinde özetlenebilir; yani hastalar ödedikleri bedelin karşılığında hem başarılı bir tıbbi sonuç hem de keyifli bir tatil deneyimi elde etmektedir.
Başarı öyküleri bakımından Tayland, bölgesindeki ilk ve en ünlü tıp merkezi yatırımlarından Bumrungrad’ın başarısıyla anılır. 2000’lerin başında bu hastanenin uluslararası alanda tanınması, ülkenin medikal turizm patlamasını tetiklemiştir. Devamında Samitivej ve Bangkok Hospital gibi gruplar da yabancı hasta pazarına yönelmiş, hatta bu hastaneler bünyesinde yurt dışı ofisler ve acenteler kurulmuştur. Örneğin, Ortadoğu’da ofis açarak o bölgeden hasta organizasyonu yapan Tayland hastaneleri mevcuttur. Kozmetik cerrahi tarafında da pek çok ünlü isim, estetik operasyonlar için Tayland’ı tercih ederek ülkenin tanınırlığını artırmıştır. Cinsiyet geçiş ameliyatlarında Bangkok dünyada bir merkez kabul edilir; Taylandlı cerrahların bu alandaki deneyimi sayesinde her yıl yüzlerce trans birey Tayland’da aradığı sağlık hizmetini bulmaktadır.
Tayland hükümeti ve özel sektörü ayrıca hasta deneyimini iyileştirme odaklı çalışmaktadır. Örneğin, hastaların tedavi sürecindeki tüm ihtiyaçlarını karşılamak üzere havaalanında karşılama, hastane-otel transferleri, kişiye özel koordinatör tahsisi gibi hizmetler standart hale gelmiştir. Bu düzeyde bir hizmet yaklaşımı, hastaların memnuniyetini ve ülkeyi tekrar tercih etme olasılığını artırmaktadır.
Türkiye ve Rakiplerin Karşılaştırmalı Analizi
Hindistan ve Tayland ile birlikte değerlendirildiğinde, Türkiye’nin sağlık turizmindeki konumu bazı açılardan rakiplerine yakındır, bazı yönlerden ise farklı avantajlar taşımaktadır. Aşağıda, temel göstergeler ve stratejik farklar açısından üç ülkenin karşılaştırması sunulmuştur:
- Uluslararası Hasta Sayısı (2023): Tayland ≈ 2,86 milyon > Türkiye 1,54 milyon > Hindistan ≈ 0,65-0,70 milyon (tıbbi tedavi odaklı; wellness dahil ~2 milyon).
(Not: Hindistan’ın 2 milyonluk hasta sayısı içine sağlık amacıyla gelen tüm ziyaretçiler dahildir; sadece hastane kayıtlarına göre tedavi görenler daha düşüktür.) - Sağlık Turizmi Geliri (2023): Türkiye ~3,0 milyar $ > Hindistan ~2-3 milyar $ (wellness hariç tahmini) > Tayland ~0,85 milyar $.
Türkiye, kişi başı harcamada daha yüksek bir profile sahip olduğu için toplam gelirde öne çıkmaktadır. Hindistan’ın wellness dahil toplam pazarı 9 milyar $ olsa da bunun ~%60’ı wellness turizminden gelmektedir. - Fiyat Avantajı: Hindistan en düşük maliyetli tedavileri sunan ülke konumundadır (birçok büyük ameliyat ABD’nin ~%10-20 fiyatına). Türkiye ve Tayland’da maliyetler birbirine yakın olup, genelde Batı’ya kıyasla ~%20-30 seviyesindedir; bazı alanlarda Türkiye, bazılarında Tayland daha ucuz olabilmektedir. Örneğin diş implantı veya saç ekimi Türkiye’de çok uygun fiyatlı iken, genel cerrahi ve wellness paketleri Tayland’da uygun olabilmektedir.
- Hizmet Kalitesi ve Akreditasyon: Üç ülke de dünya standartlarında özel sağlık kuruluşlarına sahip. Tayland, 60+ JCI akredite hastane ile bölgede liderdir. Hindistan ve Türkiye’de de 40 civarı JCI akredite hastane bulunmaktadır. Kalifiye doktorlar ve modern tıbbi cihazlar açısından üç ülke de güçlüdür. Ancak her üç ülkede de kalite, büyük şehirlerdeki önde gelen hastanelerde yoğunlaşmıştır. Türkiye’nin özellikle Avrupa standartlarında modern hastaneleri mevcuttur; Hindistan’da seçkin merkezler yüksek kalitede olsa da kırsal bölgelerde standartlar düşebilir (bu genelde yabancı hastaları etkilemez). Tayland’da bakım kalitesi tutarlılığı yüksektir ve uluslararası hasta memnuniyeti konusunda iyi bir üne sahiptir.
- Coğrafi Konum ve Ulaşım: Türkiye, Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın kesişiminde, kısa ve direkt uçuşlarla erişilebilen stratejik bir noktadadır. Bu, özellikle Avrupa ve çevre bölgelerden hastalar için önemli bir avantajdır. Hindistan ise Güney Asya’da olup özellikle Afrika, Orta Doğu ve Güneydoğu Asya ülkelerinden kolay ulaşım alır; ancak Amerika ve Avrupa’dan gelenler için mesafe dezavantajı vardır. Tayland, Uzak Doğu’daki merkezi konumuyla Avustralya, Orta Doğu ve Asya-Pasifik ülkelerinden turist çekmektedir, ancak Avrupa ve Amerika kıtasından gelenler için mesafe uzundur. Ulaşım maliyetleri ve süreleri düşünüldüğünde Türkiye bu açıdan avantajlı görünmektedir.
- Tedavi Yelpazesi ve Uzmanlık Alanları: Hindistan, ileri düzey medikal tedaviler (ör. kalp cerrahisi, organ nakli, onkoloji) ve geleneksel tıp (Ayurveda) ile geniş bir yelpaze sunar. Tayland, estetik ve wellness odaklı bir profile sahip olup, tatil ile kombine edilen sağlık paketleriyle bilinir. Türkiye ise estetik/kozmetik tedavilerden (saç ekimi, diş, plastik cerrahi) kompleks cerrahi işlemlere kadar dengeli bir hizmet skalası sunmaktadır. Ayrıca Türkiye kaplıca/termal turizm potansiyeliyle de farklılaşır.
- Kültürel ve Dilsel Yakınlık: Hasta memnuniyetinde iletişim önemli bir faktör. Hindistan’ın İngilizce avantajı Batılı hastalarda etkilidir; ancak Orta Doğulu veya BDT (Bağımsız Devletler Topluluğu) ülkelerinden gelen hastalara kültürel olarak uzak kalabilir. Türkiye, Orta Doğu ve Orta Asya hastalarıyla kültürel ve dini yakınlık avantajına sahiptir, ayrıca son yıllarda birçok hastane bünyesinde Arapça, Rusça, İngilizce bilen hasta koordinatörleri istihdam edilmektedir. Tayland ise genel olarak “misafirperverlik” kültürüyle her kesimden turisti rahat ettirmeyi başarmaktadır; dil konusunda İngilizce yaygın olmakla birlikte, bazı Avrupalı hastalar için Türkiye kadar kültürel yakınlık sunmayabilir.
- Devlet Desteği ve Tanıtım: Üç ülke de devlet düzeyinde sağlık turizmini teşvik etmektedir. Türkiye, Ticaret Bakanlığı aracılığıyla “Heal in Türkiye” portalını hayata geçirmiş, sağlık turizmi firmalarına 2023 yılında 733 milyon TL teşvik desteği vermiştir. Hindistan, “Heal in India” girişimi ve bütçe teşvikleriyle sektörü desteklemekte, vize kolaylığı sağlamaktadır. Tayland ise uzun süreli vize, vergi teşvikleri ve global fuarlarda tanıtım gibi adımlarla özel sektör- devlet iş birliğini başarıyla yürütmektedir. Tanıtım konusunda Tayland turizmdeki köklü deneyimi sayesinde bir adım öndedir; Türkiye ise son dönemde uluslararası etkinliklerde boy göstererek bu açığı kapatmaya çalışmaktadır.
Yukarıdaki karşılaştırma özetle şunu gösteriyor: Türkiye, sağlık turizmi yarışında güçlü rakiplerle karşı karşıya olsa da kendine özgü avantajlarıyla öne çıkabilir. Özellikle konum, kapsamlı tedavi çeşitliliği ve kaliteli sağlık tesisleri alanlarında Türkiye rekabetçidir. Öte yandan, Hindistan’ın düşük fiyatlı yüksek hacimli modeli ve Tayland’ın entegre turizm-sağlık deneyimi karşısında stratejisini dikkatle konumlandırması gerekmektedir.
Türkiye’nin Rekabet Avantajları
Türkiye’nin sağlık turizminde öne çıkan avantajları çok boyutludur:
- Coğrafi ve Stratejik Konum: Üç saatlik uçuş yarıçapında milyarlarca insanın yaşadığı bir noktada bulunan Türkiye, Avrupa’dan Orta Doğu’ya, Rusya’dan Afrika’ya geniş bir coğrafyadan hasta çekebilmektedir. İstanbul gibi bir global ulaşım merkezi sayesinde erişilebilirlik üst düzeydedir.
- Yüksek Kalite ve Uluslararası Akreditasyon: Türkiye’deki hastanelerin önemli bir bölümü JCI başta olmak üzere uluslararası akreditasyonlara sahiptir. Dünya standartlarında tesisler, ileri teknoloji cihazlar (ör. robotik cerrahi, tomoterapi, CyberKnife vb.) ve alanında uzman hekimler Türkiye’yi kaliteli bakım arayanlar için cazip kılar. Birçok hastanede çok dilli tercümanlar, uluslararası hasta departmanları ve kişiye özel hizmet sunulması, deneyimi geliştirmektedir.
- Maliyet Avantajı: Türkiye, tıbbi prosedürlerde fiyat-kalite dengesi gözeten hastalar için idealdir. ABD, İngiltere gibi ülkelere kıyasla aynı tedaviler çok daha uygun fiyata yapılabilmektedir (örneğin diz protezi ameliyatı maliyeti Türkiye’de Batı’nın yaklaşık üçte biri kadardır). Kur dalgalanmalarıyla birlikte son yıllarda Türkiye’de tedavi yaptırmak döviz bazında daha da ekonomik hale gelmiştir. Özellikle diş tedavileri, saç ekimi, göz lazer ameliyatı gibi işlemlerde Avrupa ülkelerine göre çok ciddi fiyat avantajı bulunmaktadır.
- Turistik Çekicilik ve Kültürel Deneyim: Sağlık turizmi hastalarının bir kısmı tedaviyle birlikte tatil yapmayı arzu etmektedir. Türkiye, İstanbul, Antalya, Kapadokya, Ege kıyıları gibi dünyaca ünlü turistik destinasyonlarıyla bu beklentiye cevap verebilmektedir. Bir hasta için İstanbul’da kaliteli bir hastanede ameliyat olup aynı zamanda tarihi ve kültürel zenginlikleri deneyimlemek mümkündür. Bu benzersiz kombinasyon, Türkiye’yi rakiplerinden farklı kılar.
- Hızlı Randevu ve Kısa Bekleme Süreleri: Türkiye’de özel hastanelerde yabancı hastalar genellikle çok kısa sürede randevu alıp tedaviye başlayabilmektedir. Özellikle İngiltere, Kanada gibi ülkelerde sağlık hizmetleri için uzun bekleme listeleri olduğu düşünüldüğünde, Türkiye’deki hız ve erişim kolaylığı önemli bir avantajdır.
- Devlet Desteği ve Teşvikler: Resmi kurumlar, sağlık turizmi sektörünü stratejik bir ihracat kalemi olarak görmektedir. Ticaret Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı, akredite kurumlara çeşitli teşvikler (vergi indirimleri, yurt dışı tanıtım desteği, kredi imkanları vb.) sunmaktadır. “Heal in Türkiye” portalı altında 175 sağlık kuruluşu listelenerek tek noktadan tanıtım yapılmaya başlanmıştır. Bu tür koordinasyon ve markalaşma çabaları, Türkiye’nin uluslararası pazarda elini güçlendirmektedir.
- Kültürel Uyumluluk ve Misafirperverlik: Türkiye, konukseverlik geleneği güçlü bir ülkedir. Hastaların rahatı için gösterilen ekstra çaba, sıcak yaklaşım ve gerektiğinde hastane personelinin yabancı misafirlere kültürel aracılık yapabilmesi (örn. özel yemek talepleri, ibadet ihtiyaçları vb. konusunda) memnuniyeti artırır. Orta Doğulu hastalar Türkiye’de kendilerini kültürel olarak daha yakın hissederken, Avrupalı hastalar da hem doğu hem batı kültürünün kesiştiği bu ülkede yabancılık çekmeden tedavi olabilirler.
- Geniş Tedavi Yelpazesi: Türkiye, “sağlık turizmi” dendiğinde tek bir alana bağlı kalmayan, çok çeşitli talepleri karşılayabilen bir ülke. Bir yandan saç ekimi, estetik cerrahi, dental implant gibi işlemler için bir numaralı adreslerden biriyken, öte yandan ciddi kardiyak cerrahi, organ nakli, onkolojik tedaviler için de tercih edilebilmektedir. Bu çeşitlilik, farklı segmentlerden hastaları cezbetmesini sağlıyor. Örneğin aynı aileden biri diş tedavisi, diğeri göz ameliyatı için gelip her ikisinin de memnun ayrılması mümkün olabilmektedir.
Yukarıdaki avantajlar, Türkiye’nin sağlık turizminde sürdürülebilir bir büyüme yakalamasına zemin hazırlamaktadır. Ancak rekabet dinamik bir süreçtir ve bu avantajları geliştirmeye devam etmek gereklidir.
İyileştirilmesi Gereken Yönler ve Zorluklar
Türkiye’nin mevcut başarısına rağmen, rekabetçi pozisyonunu güçlendirmek için ele alması gereken bazı alanlar da bulunmaktadır:
- Marka Bilinirliği ve Uluslararası Tanıtım: Tayland ve Hindistan, yıllardır sağlık turizmi pazarında marka haline gelmiş durumdalar. Türkiye’nin küresel arenada “sağlıkta akla gelen ilk ülkeler” listesine girmesi için daha agresif bir tanıtım ve pazarlama stratejisine ihtiyacı olabilir. Dijital pazarlama, başarı hikâyelerinin uluslararası medyada paylaşılması, ünlü kişiler üzerinden referans pazarlaması gibi yöntemlerle Türkiye markasını güçlendirmek önem taşıyor.
- Fiyat Rekabeti ve Şeffaflık: Her ne kadar Türkiye uygun fiyatlı olsa da Hindistan kadar düşük fiyat sunması mümkün olmayabilir. Bu durumda fiyat/kalite dengesini iyi anlatmak gerekiyor. Ayrıca, bazı hastalar için fiyat şeffaflığı ve ön görülebilirlik önemli. Türkiye’deki farklı kurumlar arasında fiyat dalgalanmaları olabiliyor; standart paketler ve net fiyat bilgilerinin online olarak sunulması, uluslararası hastaların güvenini artıracaktır. Rakip ülkeler paket fiyatlar ve önceden bilgi alma konusunda gelişkin portallar sunuyor; Türkiye’nin de bu alanda yatırım yapması faydalı olacaktır.
- Nitelikli İnsan Kaynağının Sürekliliği: Son dönemde Türkiye’de bazı hekimlerin yurtdışına göç ettiği haberleri gündeme gelmiştir. Sağlık turizminin sürdürülebilirliği için ülkede en iyi doktor ve sağlık profesyonellerinin çalışmaya devam etmesi kritik. Beyin göçünü engelleyici teşvikler, çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve döviz kazandırıcı sağlık hizmetlerinde çalışan personele özel destekler (dil eğitimi, finansal teşvik vb.) düşünülebilir. Aksi halde kalite sürekliliği riske girebilir.
- Yasal Düzenlemeler ve Denetim: Sektör hızla büyürken, ortaya çıkabilecek olumsuz durumların önüne geçmek için denetim mekanizmaları güçlü olmalıdır. Örneğin, bazı kayıt dışı aracı kurumlar veya merdiven altı klinikler uluslararası hastalar için risk oluşturabilir. Hasta güvenliği, malpraktis sigortası, hizmet sonrası takip konularında standartların oturtulması gerekiyor. Özellikle ameliyat sonrası ülkelerine dönen hastaların takibi ve komplikasyon yönetimi için uluslararası iş birlikleri geliştirilebilir. Bu alanda bir eksiklik, Türkiye’nin itibarına zarar verebilir; dolayısıyla sıkı akreditasyon şartları ve sürekli kalite kontrol önem taşır.
- Dil Bariyeri: Her ne kadar büyük kurumlarda dil sorunu olmasa da, bazı orta ölçekli sağlık kuruluşlarında yabancı dil yeterliliği sınırlı olabiliyor. Sağlık turizmiyle ilgilenen tüm tesislerde İngilizce başta olmak üzere yaygın dillerde iletişim becerisine sahip personel bulunması şart. Ayrıca Arapça, Rusça, Fransızca gibi farklı hasta gruplarının dillerinde rehberlik hizmetleri yaygınlaştırılmalıdır. Bu konuda sektörel eğitim programları ile personel yetiştirilmesi bir ihtiyaçtır.
- Rekabetçi Farkındalık: Rakip ülkelerin ne yaptığına dair sürekli analiz ve adaptasyon yapılması gerekiyor. Örneğin Tayland’ın uzun süreli tıbbi vize hamlesine benzer şekilde Türkiye de belirli ülkelere medikal vize muafiyeti veya uzatılmış ikamet izni sağlayabilir. Hindistan’ın büyük ameliyatlarda uyguladığı düşük maliyetli iş modeli incelenerek, Türkiye’de de kamu-özel ortak modellerle benzer fiyat avantajları sağlanabilir. Bu da daha fazla kompleks vaka çekmeye yardımcı olacaktır.
- Hedef Pazar Çeşitlendirmesi: Türkiye’ye şu an ağırlıklı olarak yakın coğrafyadan hastalar geliyor. Kuzey Amerika, Batı Avrupa, Uzak Doğu gibi uzak pazarlarda tanıtım ve iş birliği çalışmalarını artırmak gerekebilir. Özellikle Avrupa’da ulusal sağlık sistemlerindeki gecikmeler, ABD’de yüksek maliyetler göz önüne alındığında bu pazarlarda büyük fırsatlar mevcuttur. Stratejik anlaşmalar (örneğin yabancı sigorta şirketleriyle anlaşmalar, uluslararası medikal turizm acenteleriyle ortaklıklar) kurulup Türkiye’nin cazip teklifleri buralarda duyurulmalıdır.
Yukarıdaki geliştirme alanlarına odaklanıldığı takdirde, Türkiye’nin küresel sağlık turizmi pastasından aldığı payı daha da artırması mümkündür. Unutulmamalıdır ki rakipler de sürekli inovasyon ve yatırım içindedir; bu nedenle rekabet avantajlarını korumak ve yeniliklere açık olmak Türkiye için kritik olacaktır.
Sonuç ve Öneriler
Sonuç olarak, Türkiye sağlık turizminde halihazırda bölgesinin lider ülkelerinden biri konumundadır ve dünya çapında da ilk ona giren iddialı bir oyuncudur. Hindistan ve Tayland gibi güçlü rakiplerle karşılaştırıldığında Türkiye; kalite, coğrafi konum ve kapsamlı hizmet çeşitliliği ile ön plana çıkarken, fiyat ve tanınırlık konusunda rekabeti sürdürebilmek için stratejik adımlara ihtiyaç duymaktadır.
Türkiye’nin güçlü yönleri (modern hastaneler, deneyimli hekimler, kültürel misafirperverlik, turistik çekicilik) sağlık turizmi karar vericileri için önemli bir çekim unsuru olmayı sürdürecektir. Hindistan örneği, fiyat avantajı ve uzmanlık geliştirme ile büyük hasta hacimlerine ulaşılabileceğini gösterirken; Tayland örneği ise entegre turizm ve sağlık deneyiminin değerini ortaya koymaktadır. Türkiye bu iki modelden de öğrenerek kendi özgün modelini güçlendirebilir.
Önümüzdeki dönemde, Türkiye’deki sağlık kurumu yöneticilerine şu önerilerle yazımızı noktalayalım:
- Veri ve Kaliteye Dayalı Tanıtım: Hastaneler kendi başarı oranları, hasta memnuniyet skorları, uluslararası vaka örnekleri gibi verileri derleyerek bunları dijital platformlarda paylaşmalı. Gerçek istatistiklere dayanan güvenilir tanıtım, özellikle bilinçli hastalar için cezbedici olacaktır.
- Özel Paket ve Hizmet İnovasyonu: Rakiplerin sunduğu paketlerin ötesine geçecek, hastanın tüm seyahat ve tedavi deneyimini kapsayan yenilikçi paketler geliştirin. Örneğin “İstanbul’da Kalp Cerrahisi ve Tatil Paketi” gibi hem sağlık hem turizm unsurlarını içeren entegre ürünler yaratılabilir.
- Uluslararası İş Birlikleri: Yurtdışındaki sigorta şirketleri, sağlık turizmi aracıları ve hatta hükümetlerle anlaşmalar yaparak Türkiye’ye yönlendirilecek hasta sayısını artırın. Örneğin bazı Avrupa ülkeleri bekleme listelerini eritmek için hastalarını Türkiye’ye göndermeye sıcak bakabilir – bu fırsatları değerlendirmek gerekiyor.
- Hasta Geri Bildirim Mekanizmaları: Sağlık turistlerinden sistematik olarak geri bildirim toplayın ve zayıf noktaları hızla iyileştirin. Uluslararası platformlarda (Google reviews, TrustPilot vb.) olumlu yorumların artması yeni hastalar için güven teşkil edecektir.
- Sürdürülebilirlik: Son olarak, sağlık turizmi gelirini kısa vadeli kazanç olarak görmeyip uzun vadeli itibarı inşa edecek şekilde hareket etmek önemlidir. Her bir uluslararası hasta, ülkenin bir “elçisi” olabilir. Bu yüzden, etik standartlara uymak, hastalara dürüst ve şeffaf davranmak, komplikasyon durumlarında destek sunmak gibi unsurlar ihmal edilmemelidir.
Türkiye, doğru hamlelerle, sağlık turizminde küresel bir marka olma yolunda ilerleyebilir. Sahip olduğu potansiyeli gerçekleştirmek için hem kamu otoriteleri hem de özel sektör yöneticileri koordineli bir şekilde çalışmalı, rakiplerin deneyimlerinden yararlanarak kendi modelimizi sürekli geliştirmelidir. Böylece, sağlık turizmi ülkemizin ekonomisine daha fazla katkı sunarken, Türkiye de dünya genelinde şifa arayanların güvenle yöneldiği bir adres haline gelecektir.
Soru / Cevap
1. Türkiye sağlık turizminde hangi alanlarda öne çıkıyor?
Türkiye sağlık turizminde özellikle saç ekimi, diş tedavileri, göz cerrahisi, estetik operasyonlar ve termal sağlık turizmi gibi alanlarda dünya genelinde popüler bir destinasyon olarak öne çıkmaktadır.
2. Türkiye sağlık turizminden yıllık ne kadar gelir elde ediyor?
Türkiye 2023 yılında sağlık turizminden yaklaşık 3 milyar dolar gelir elde etmiştir. 2024 yılında bu rakamın biraz daha yükselerek 3,02 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.
3. Türkiye’de en çok hangi ülkelerden sağlık turisti geliyor?
Türkiye’ye en fazla sağlık turisti Orta Doğu ülkeleri (özellikle Körfez bölgesi), Almanya, Birleşik Krallık, Rusya Federasyonu, Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Afganistan’dan gelmektedir.
4. Sağlık turizminde Türkiye’nin Hindistan ve Tayland’a göre avantajları nelerdir?
Türkiye’nin coğrafi konumu, yüksek hizmet kalitesi, kısa bekleme süreleri, turistik ve kültürel çekiciliği ve sağlık-turizm paketlerinin çeşitliliği, Hindistan ve Tayland’a kıyasla önemli avantajlarıdır.
5. Türkiye sağlık turizminde hangi tedavi yöntemlerinde lider?
Türkiye özellikle saç ekimi alanında dünya lideridir. Ayrıca diş implantları, lazer göz ameliyatları, estetik cerrahi, kardiyovasküler cerrahi, onkoloji ve organ nakli gibi alanlarda da tercih edilmektedir.
6. Hindistan sağlık turizminde neden tercih ediliyor?
Hindistan, kalp cerrahisi, ortopedi, organ nakli ve kanser tedavileri gibi yüksek maliyetli işlemleri, ABD ve Avrupa ülkelerine göre %65-90 daha uygun fiyatlarla sunması nedeniyle tercih edilmektedir.
7. Tayland’ı sağlık turizmi açısından cazip kılan unsurlar nelerdir?
Tayland, estetik cerrahi, kozmetik diş tedavileri, wellness-spa hizmetleri ve özellikle cinsiyet değiştirme ameliyatlarında dünya çapında tanınmıştır. Ayrıca “tatil ve tedavi” konseptini başarıyla birleştirmektedir.
8. Türkiye’nin sağlık turizminde geliştirmesi gereken alanlar nelerdir?
Türkiye’nin sağlık turizmi alanında uluslararası marka bilinirliğini artırması, fiyat şeffaflığı sağlaması, dil bariyerlerini kaldırması ve daha etkin tanıtım stratejileri uygulaması gerekmektedir.
9. Türkiye’de sağlık turizmi için vize kolaylığı var mı?
Evet, Türkiye sağlık turizmini teşvik etmek için birçok ülkeye kolaylaştırılmış vize uygulamaları ve elektronik vize seçenekleri sunmaktadır. Bu durum yabancı hastaların ülkeye gelişini kolaylaştırmaktadır.
10. Türkiye’de sağlık turizmine yönelik devlet desteği var mı?
Türkiye’de sağlık turizmi sektörü Ticaret Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenmektedir. “Heal in Türkiye” portalı aracılığıyla sektöre yönelik tanıtım, teşvikler ve finansal destekler sağlanmaktadır.
Kaynakça
- USHAŞ Sağlık Turizmi Verileri (2019-2024) – Uluslararası Sağlık Hizmetleri A.Ş. verileri (2019-2024 yılları hasta sayısı ve gelir istatistikleri) ushas.com.tr
- T.C. Ticaret Bakanlığı Açıklaması (08 Nisan 2024) – “Sağlık Turizminde Küresel Merkez Türkiye” başlıklı haber bülteni; 2022 ve 2023 sağlık turizmi istatistikleri, akreditasyonlu kurum sayısı ve teşvik bilgileri ticaret.gov.tr
- Uluslararası Sağlık Turizmi Enstitüsü (2024) – “Türkiye’nin Turizm ve Sağlık Turizminde Yükselen Başarısı: 2024 Yılına Genel Bakış” – Türkiye’nin 2023 yılında 1,4 milyon sağlık turisti ve 2,3 milyar $ gelir elde ettiğine dair TÜİK verileri; Türkiye’nin 40 JCI akredite sağlık kuruluşu ile dünyada 7. sırada olduğu bilgisi uste.org.tr
- Business Today (Hindistan, 8 Ağustos 2024) – “India’s medical tourism grew 33% in 2023, to surpass pre-pandemic level in 2024: ICRA” – 2019’da Hindistan’ın 700 bin medikal turist sayısına ulaştığı, 2023’te %33 yıllık büyüme ile 2024’te bu seviyeyi aşmasının beklendiği; hükümetin 167 ülkeye e-tıbbi vizeyi genişletmesinin katkısı businesstoday.in
- Times of India (1 Şubat 2025) – “Union Budget 2025: Government to promote medical tourism…” – Hindistan Maliye Bakanı’nın 2022’deki demecinden: Hindistan sağlık turizmi pazarının ~9 milyar $ olduğu, yıllık 2 milyon yabancı hasta (medikal + wellness dahil) ağırladığı ve Hindistan’ın Küresel Medikal Turizm Endeksi’nde 10. sırada olduğu bilgisi timesofindia.indiatimes.com
- Turkishtime Dergi (Kasım 2014) – “Tıp turizmi rekabeti” başlıklı makale – Hindistan’daki Narayana Hrudayalaya Hastanesi’nin haftada ~600 kalp ameliyatı yaparak dünya rekoruna sahip olduğu, bu hastanede açık kalp ameliyatı ücretinin ~2.000 $ olup ABD’de 100.000 $’ı aştığı; maliyet avantajı ve yüksek kalite sayesinde her yıl binlerce yabancı hastanın Hindistan’ı tercih ettiği örneği turkishtimedergi.com
- Asian Heart Institute (Blog) – “Bypass Surgery Cost in India Vs Other Countries” – Kalp bypass ameliyatı maliyet karşılaştırması: ABD 123.000 $, Tayland 15.000 $, Türkiye 13.900 $, Hindistan 7.000 $; Hindistan’ın fiyat avantajına dair istatistik asianheartinstitute.org
- US-ASEAN Business Council (6 Şubat 2025) – “Medical Tourism Trends in Singapore, Malaysia and Thailand” – Tayland’ın 2023 yılında 2,86 milyon medikal turist ağırlayarak 850 milyon $ gelir elde ettiği, 2024 için 3,07 milyon hedeflendiği; 2023’te çok girişli medikal vize uygulamasının başlatıldığı bilgileri usasean.org
- ITIJ & LinkedIn (2019 verileri) – Medical Tourism in Thailand – facts & figures – 2019 yılında Tayland’ın 3,5 milyon medikal turist ile 820 milyon $ gelir elde ettiği istatistiği itij.com
- Statista (Temmuz 2024) – “Number of JCI accredited medical facilities Thailand 2024” – Tayland’da Temmuz 2024 itibarıyla JCI akreditasyonlu 62 sağlık tesisi bulunduğu verisi statista.com
- Bumrungrad Hospital (Resmi Sitesi) – “About Bumrungrad – International Patients” – Bangkok’taki Bumrungrad International Hospital’ın yılda 1,1 milyon hastaya hizmet verdiği ve bunların 520.000’den fazlasının 190’dan fazla farklı ülkeden gelen uluslararası hastalar olduğu bilgisi bumrungrad.com
- Axios (17 Temmuz 2024) – “Americans seeking hair transplants flock to Turkey as medical tourism booms” – 2023’te 1,5 milyonun üzerinde sağlık turistinin Türkiye’ye gelerek yaklaşık 3 milyar $ harcadığı; bir Türk sağlık yetkilisinin saç ekiminin ABD’li hastalar arasında en popüler prosedür olduğunu belirttiği haber axios.com
- Uluslararası Sağlık Turizmi Enstitüsü (2023) – “Verilerle Sağlık Turizmi” – 2023 yılında Türkiye’de 1.538.643 yabancı hastanın tedavi hizmeti aldığı; 2024 ilk yarısında 801.723 sağlık turisti ile önceki yılın aynı dönemine göre artış trendinin sürdüğü; Türkiye’de sağlık turizmi yetki belgesi almış 654 hastane bulunduğu bilgileri uste.org.tr
- T.C. Ticaret Bakanlığı – Heal in Türkiye Portalı – Resmi açıklama – “Heal in Türkiye” web portalında 175 sağlık kurumunun listelendiği; 2023 yılında sağlık hizmeti ihracatı sektöründeki firmalara %281 artışla 733 milyon TL devlet desteği sağlandığı bilgileri ticaret.gov.tr
(Tüm yukarıdaki kaynaklar yazı içindeki ilgili yerlerde numaralandırılmış köprüler olarak verilmiştir. Veriler ve açıklamalar, belirtilen kaynaklardan alınmış güncel rapor ve istatistiklere dayanmaktadır.)